Gizli şeker teşhisi için hastanın sahip olduğu belirtiler göz önüne alınır. Kişide rastlanan tatlı yeme krizleri, halsizlik ve uyuklama durumları tipik belirtiler olarak ele alınır.
Teşhis için açlık ve tokluk değerleri incelenir. Genellikle açılık kan testi değerlendirmesi normal olarak belirlenebilirken tokluk kan testinde ise dalgalanmalar gözlemlenebilmektedir.
Gizli şeker tanısının konulmasında kişinin hastaneye başvurmaları yer alır. Hastaneye başvurmalar ise genel olarak ani şeker yükselmesi atakları şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Gizli şeker tanısının konulmasında ilgili hekimden destek alınması gerekir.
Hekim tarafından talep edilecek olan testler gizli şekerin varlığı hakkında bilgi sunarak hekimin şüphelerinin yerinde olmasına kanıt içerir. Kişinin çok hızlı yemek yemesi ile beraber ani şeker yükselmesi durumu ile karşılaşılarak hastaneye başvurulmasına da etki edebilir.
Gizli şekerin tespitinin yapılmasında tokluk kan testi baz alınır. Gizli şekere sahip olduğu belirlenen kişilerin beslenme periyoduna dikkat ederek sağlıklı ve düzenli bir beslenmeye geçmesi hekim tarafından tavsiye edilebilir.
Gizli şeker tanısı son derece önemlidir. Gizli şeker sonrasında diyabet teşhisi konulan kişilerin yüzde yirmilik bir kısmında kalp krizi riski ve görme bozuklukları rastlanırken aynı zamanda organ hasarı da görülen durumlar arasında bulunmaktadır.
Bu sebep ile şeker hastalığı belirtisine sahip olan kişilerin kısa sürede hekime başvurarak gerekli testleri yaptırması önerilir.