Gastrointestinal Sistem Nedir? Ve Hastalıkları Nelerdir?

Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]


Gastrointestinal Sistem Nedir?

Gastrointestinal sistemi, en kolay tanımını insan vücudunda ve aynı zamanda diğer hayvanlarda da sindirim sisteminin tüm organlarını içeren ağızdan anüse giden yol olarak tanımlayabiliriz.

Vücudumuzun ağız ile anüs arasında oluşturduğu bu kanal, yapısı ile ilişkili birçok organı içine alarak temel görevi sindirim olan bir sistemdir.

Gastrointestinal sistemin vücudumuzdaki temel görevi sindirimi gerçekleştirmek olmakla birlikte organlarımız birbiri ile ilişkili çok sayıda görevleri karmaşık bir yapı içinde yerine getirmektedir.

Vücudumuzun ana sistemlerinden birisi olan Gastrointestinal sistemimiz ağız ile anüs arasında çiğneme, sindirim, emilim ve boşaltım gibi işlemlerden sorumludur.

Ağızdan anüse kadar uzun tubüler yapı olarak ifade edilen Gastrointestinal sistemimiz temel görevi “sindirim” olan bir ana sistemdir.

Gastrointestinal Sistem nedir

Gastrointestinal Sistemin Görevleri Nelerdir?

Vücudumuzda yaşamsal fonksiyonların normal düzeylerde devam ettirilebilmesi için “Gastrointestinal sistem” işleyişi ve içerisinde bulunan organlar çok önem arz etmektedir.

Temel görevi “sindirim” olan Gastrointestinal sistemde birçok görevin yapıldığını görmek mümkündür.

Gastrointestinal sistem, sindirim görevi haricinde organların “sindirim” faaliyetlerini yönetmek ve desteklemekten de sorumludur.

Gastrointestinal sistemde yaşanabilecek herhangi bir problem günlük yaşantımızı olumsuz etkileyebilecek düzeyde olabilmektedir. 

Sistem tarafından vücumuzda yürütülen fonksiyonları ve görevleri şöyle sıralayabiliriz;

Çiğneme ve yutma: Gıdaların küçük parçalara ayrılarak ağız- farinks aracılığı ile yemek borusuna ulaştırılmasıdır.
Sindirim: Alınan gıdaların küçük emilebilir moleküllere kadar enzimler aracılığı ile parçalanmasıdır (mide, ince bağırsaklar).
Emilim: Emilebilir hale gelmiş moleküllerin (protein, karbonhidrat, yağ), mineral ve vitaminlerin kan ve lenf sıvısına geçişidir(ince bağırsaklar).
Boşaltım: Emilemeyen gıda artıklarının depolanması ve anal yol ile dışarı atılması fonksiyonlarını yerine getirmektir (kalın bağırsak).
Sindirim Sistemi: Ağız, Farinks (yutak), Özefagus (yemek borusu), Mide, İnce bağırsaklar, Kalın bağırsaklar, Rektum, Anal kanal şeklindeki tübuler yapı ve bu yapı ile ilişkili; tükürük bezleri, safra kesesi, karaciğer, pankreas organlarının bütününden oluşur.

Daha detaylı olarak pankreas, hem sindirim için ince bağırsağa sindirim enzimlerini salgılarken diğer taraftan, başta kan şekerini düzenleyen insülin ve glukagon olmak üzere çok sayıda hormon salgılamaktadır.

Mide hidroklorik asit ve pepsin salınımı ile kimyasal sindirime destek olurken, diğer taraftan intrinsik faktör ile B12 vitamin emilimi, grelin hormonu salınımı ile de iştahın düzenlenmesinde rol almaktadır.

Benzeri sindirim ve hormonal faaliyetler sindirim sisteminin diğer bölgelerinde de devam etmektedir

Gastrointestinal Sistemin Yapısı Nasıldır?

Gastrointestinal sistemin tubuler yapısı temel olarak dört tabakadan oluşmaktadır. Tüp şeklindeki duvar yapısı içten dışa doğru; mukoza, submukoza, muskularis propria, seroza şeklindedir.

Sindirim sisteminin duvar yapısı organların fonksiyonlarına uygun yapısal değişiklikler göstermekle birlikte tübüler yapı gıdaların karıştırtılmasını ve ileri doğru itilmesini sağlayarak vücudumuzda sistemin işleyişini sağlamaktadır.

Mukoza veya sümükdoku bazı iç organlar ve dışarıya açılan boşluklarda en dış katmanı oluşturan, ektodermik kökenli, kaplayıcı, sümük (mukus) salgılayan zardır. Epitel bir yapıdadır. Emilim ve salgılamada sistemde görev alır.

Submukoza ise mukoza ile kas tabakası arasında bulunan damarlı bağ dokusudur. Elastik lifler içerir ve gevşek bağ dokusu tabakasıdır.

Burada kan damarları, sinirler, lenf damarları ve lenfoid doku elemanları sistemin ve işleyişin parçalarıdır ve mukoza tabakası sindirim kanalının değişik bölümlerinde özel yapılar kazandırmaktadır.

Muscularis propria gastrointestinal sistemde dairesel ve boyuna olmak üzere iki tabaka gösteren esas kas yapısıdır.

Seroza gastrointestinal sistemde vücut boşluklarında yer alan iç organları örten seröz membrana viseral zar, vücut duvarını kaplayan ikinci tabakaya ise pariyetal zar olarak adlandırılan pürüzsüz tabakadır.

Sindirim sisteminde kanserlerin büyük kısmı en iç tabaka olan mukozadan kaynaklanmaktadır.

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Nelerdir?

Temel görevi sindirim olan bu sistemin sindirim kanalı, sindirim ile ilgili organları kapsayan geniş bir hastalık çeşidi barındıran risk grubu vardır.

Çağımızda birçok hastalığın ana merkezi “Gastrointestinal sistem”dir.

Bu hastalıkların sebep olduğu diğer hastalıkların çoğu, “ana hastalık” ortadan kalktığında kendiliğinden ortadan kalkabildiği gibi “ilaç tedavileri” ile de çözümlenebiliyor.

İlaçla tedavi olunması mümkün olmayan durumlarda cerrahiyi ilgilendiren hastalık riskleri de karşılaşılabilecek durumlar arasındadır.

Son zamanlarda sıklıkla bahsedilen gastrointestinal sistem hastalıkları ise aşağıda yer almaktadır;

• Reflü rahatsızlığı
• Hazımsızlık problemleri
• Kabızlık & Basur ( Hemoroid)
• Makat Çatlağı
• Kolitler
• Pankreas İltihapları
• Kanserler ( Mide, Barsak, Karaciğer, Pankreas ve Yemek Borusu)
• Mide Ülseri & Kanamalar
• Gastrit Sorunları
• Safra Kesesi Taşı ve İltihapları gibi çeşitli Gastrointestinal sistem hastalıklarını sıklıkla görmekteyiz.

Kısacası sindirim sisteminde; kabızlık ve dispepsiden kansere kadar farklı yüzlerce hastalık mevcut olmakla birlikte, bu hastalıklar da günümüz koşullarında ilaçla tedaviden cerrahi tedaviye ve organ nakline kadar hastalara geniş bir tedavi seçeneği sunulmaktadır.

Tedavideki alternatifler her geçen gün artmakta olup Gastrointestinal sistem hastalıklarında tanı ve tedavide çok sayıda güncel gelişmeler olmaktadır. Hastalıklara dair en sık rastlananlara dair kısa bilgilendirme yapmak gerekirse;

Reflü; Gastroözofagial reflü yani halk arasında genel tabirle “reflü” olarak anılan bu hastalıkta mide içeriği yani mide asidi ya da safra, yemek borusuna geri gelir.

Kısa sürmesi sebebiyle genellikle reflü ilk başladığında fark edilmez. Ancak, uzun süren ve uyku esnasında tekrarlanan reflü şikayetleri “patolojik reflüyü” işaret eder ve ülserlere neden olabilir.

Barret özofagusuna kadar tabloyu ilerletebilen reflü, kesinlikle tedavi edilmesi gereken hastalıklardan birisidir.

Mide mukozasının bir çeşit inflamasyonu olarak bilinen gastrit iki şekilde görülmektedir. Akut ya da kronik bir tabloyu önümüze seren gastrit şikayeti eğer ki ilerlerse ilk olarak erozyon sonra da ülsere sebebiyet verebilir.

Helikobacter pylori bakterisinin sebep olduğu gastrit de unutulmamalıdır. Hemoroid nedeni olabilecek pek çok sebep bulunur; fakat çoğu zaman hemoroidin neden kaynaklandığı tam olarak anlaşılamaz.

Hemoroidler, anüsün dış kısmında cilt altında yerleşim gösteriyorsa eksternal, rektum dediğimiz kalın bağırsağın son kısmında bulunuyorsa internal hemoroid olarak adlandırılır.

Gastrointestinal Sistem

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Nasıl Tedavi Edilir?

Sindirim sistemi hastalıkları günümüzde çok sık rastlanır ancak gereken önlemler geç alınır. Hastalıların oluşmasını beklemeden önce bazı önemler alınabilir. Özellikle sağlıklı ve dengeli beslenme sindirim sistemi sağlığı için vazgeçilmezdir.

Yeterli lifli gıda tüketimi sistemi destekler, yeterli su içilmesi de sistemi rahatlatır. Sindirim sistemi hastalıklarının önlenmesinde veya tedavisinde beslenme büyük önem taşımaktadır.

Gastrointestinal sistem vücudumuzun ana sistemlerinden biri olup birçok hastalığın görüldüğü bir sistemdir. Tanı ve tedavideki gelişmeler, bilinçlenme düzeyindeki artış hastalıklarda daha etkin tedavilerin olmasını sağlamaktadır.

Gastrointestinal sistem hastalıklarında tanı ve tedavide özellikle gastroskopi, kolonoskopi gibi endoskopik metotların gelişmesi ile organların direkt içinin görülebilmesi ve yine bazı hastalıkların endoskopik tedavilerinin yapılabilmesi sistem hastalıklarının tedavisini büyük ölçüde kolaylaştırmaktadır.

Diğer taraftan laparoskopideki gelişmeler ile birçok cerrahi girişim artık laparoskopik (kapalı) olarak (safra kesesi, reflü cerrahisi, obesite cerrahisi, kolorektal cerrahi…) yapılabilmektedir.

Cerrahi tedavideki bilgi birikimi, teknolojinin kombine edilmesi ile çok daha başarılı ameliyatlar yapılmakta olup, hastalıkların daha etkin tedavi edilmesi erken teşhis ile hastalıklar ilerlemeden kontrol altına alınıp yaşam kalitesinin korunması günümüz koşullarında daha mümkündür.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.